İstanbul, TR
Toplam kapalı alan: 5,000 m2
Ekip: Kerem Piker, Yelta Köm, Cansu Cürgen, Yağız Söylev, Nil Karamolla, Gizem Gümüşkaya, Gizem Arıbaş, Canan Erten, Pelin Arıbaş
Şişli ilçesi, İstanbul’un görece yeni yerleşimlerinden biri denilebilir. Planlı kent dokusu, gridal plan üzerine kurulmuş bitişik nizam yapı stoğu ve kentsel koridorlara dönüşen sokak kesiti ile planlama anlamında İstanbul için özgün bir karaktere sahip. Bu anlamda Şişli, Topografyanın elverdiği ölçüde gridal plana dayanan düzenli sokaklarıyla yaşamakta, sokakların sürekliliği canlı kamusal kullanımları da beraberinde getirmekte.
Öte yandan, bulunduğu konum ve planlama durumu ne olursa olsun, cami yapılarının yönlenişi kıbleye doğru ve değişmezdir. Cami ekseni, kentlerin, etraflarında sonradan yahut yeniden kurulmaları artık pek de mümkün olmadığından, kent sokaklarının mevcut yönelimi ile gerilimli bir ilişki içerisindedir. Bu iki eksenli durum özellikle Şişli gibi planlanmış bölgelerde, çoğu örnekte gözlemlenebilir hale gelmiştir.












Proje alanı, tam da bu gridal planlamanın, yapısal anlamda çözülmeye başladığı bir ancak cephe ve sokak sürekliliğinin sürdüğü bir noktada, mahallenin ve dolayısıyla bu yerleşim düzeninin kıyısında yer almaktadır.
Bu açıdan, proje tasarımında, cami kültü ile yanyana yürüyen mistik ve sembolik çağrışımların ötesinde, önemli bir kamusal işleve ve kullanım potansiyeline sahip olan külliye yapısıyla kentsel ilişkileri sürdürme çabası kaçınılmaz bir tutum olmuştur. Söz konusu iki eksenin, cami yönlenişi ve kentsel sürekliliğin, kesişiminden nasıl bir kamusal alanın doğacağı proje tasarımının ana hareket noktalarından biridir.
Külliye yapısının kamusal motivasyonlarının yanısıra külliyenin odağında bulunan caminin, avlu, iç bahçe gibi kendisine bağlı mekanlar silsilesi ile ibadet ritüelinin gerektirdiği içsel dünyaya uygun koşullar yaratma gerekliliği göz ardı edilmez.
Yapının sokak kotu, kentsel yapı hizasını takip eden bir arkad sistemi ile proje alanını tarifler. Arkadın içerisinde yer alan pavyonlar ile işlev kazanan geçirgen sınır, kent yaşantısını avludan uzaklaştırmadan külliyenin mahfuzlaşmasına olanak sağlar.
Bina içindeki arkadlı çarşı, zaman zaman boşluklar yaratarak dinlenme alanları oluşturur. Gölgesinin avlu tarafına düşmesiyle, dinlenmeye ve vakit geçirmeye elverişli alanlar çoğalır. Yapı üst kotunda, sokağa bakan yönde yer alan lojmanların sokak yaşantısını gece gündüz canlı tutması hedeflenmiştir. L yapının kısa kolu üst kotta avlu yönünde daha sakindir, bu yüzden derslikleri barındırır.
Yapı, çizdiği sınırlarla tariflediği iç dünyasında ise yerini, ibadet alanını sokak yaşantısından çeşitli kot ilişkileriyle ayıran ve caminin yönelimiyle serbestleşen bir kabuğa bırakır. Bu kabuk hem camiye giden bir yol hem de onun çatısıdır. Zemininin yumuşak malzemeden olması ve çeşitli eğimlerle hareketlenmesi, farklı kentsel kullanımlara olanak sağlar. Batı yönünde, ileride düzenlenecek olan park alanını desteklemek üzere yeşil bir alan önerilmekte ve zaman içinde sağlanacak bir tür süreklilik öngörülmektedir.
Cami, klasik düzenin izlerini taşır, ancak ritüel gerekliliklerini karşılayan klasik öğeleri biçimsel olarak taklit etmez. Bu anlamda; mihrap, minber, son cemaat yeri, ayrı bir kadınlar mahfili gibi klasik plan öğeleri yeniden yorumlanarak tasarlanmıştır. Camiye görece küçük bir kapıdan, saf tutulan platformların en üst kotundan girilir ve içeride mekân derinleşir. Mihrap duvarı özelleşmiştir, ancak bir bezeme duvarı olmak yerine ışığı kontrollü olarak alan, aydınlık ve saydam-yarı saydam bir duvar olarak düşünülmüş, böylece mekân derinliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Bu anlamda mihrap duvarı, herhangi bir mahremiyet sorunu yaratmayacak biçimde, bir iç bahçeye açılır. Caminin, loş ve karanlık değil, yine klasik dönem örneklerinin izinde, aydınlık ve ümitkâr olması beklenir.
kpm-kerem piker mimarlık
abide-i hürriyet cad. no.105 daire.4
sisli, ist, TR
+90 212 292 8457
info@kerempiker.com
abide-i hürriyet cad. no.105 daire.4
sisli, ist, TR
+90 212 292 8457
info@kerempiker.com